Siyasetimiz
Siyaset kelimesi etimolojik olarak içinde yönetmeyi ve yönlendirmeyi barındıran bir kelimedir. Tarihsel süreçte siyaset bazen kanlı olaylarla bazen yalan dolanla anıldığı için günümüzde olumlu ve olumsuz anlamları birlikte çağrıştırmaktadır.
Siyaset kelimesi etimolojik olarak içinde yönetmeyi ve yönlendirmeyi barındıran bir kelimedir. Tarihsel süreçte siyaset bazen kanlı olaylarla bazen yalan dolanla anıldığı için günümüzde olumlu ve olumsuz anlamları birlikte çağrıştırmaktadır. Sorunların çözümü için siyaset gütmek olumlu iken sorunların kaynağı olan siyasilere güdülmek olumsuzluk içerir.
Sendikaların yapıları itibari ile siyasetten ari olması mümkün değildir. Çünkü siyaset politika üretmektir, yönetim konusunda programlar ve ilkeler sunmaktır. Sendikada tam bu noktada çalışanların ve iş kolunun gelişmesi için politika üretir, ürettiği politika veya çalışanlardan gelen taleplerin yerine gelmesi için siyasilere baskı yaparlar.
Dört yıl evvel sendika kurma düşüncesi ile toplandığımızda ahitleştiğimiz konuların başında siyasi konulara meze olmadan, hiçbir siyasiden icazet alamaya gerek duymadan eylem ve söylemlerde bulunmaktı. Çekirdeğinde insan ve meslek onuru, gövdesinde çalışanların özlük hakları, dal ve yapraklarında eğitimin sorunları ve çözüm önerileri bulunan bir fidan dikmekti amacımız. Hamdolsun büyüdüğüne gelişip serpildiğine de şahit oluyoruz.
Öğretmenlik meslek kanunu çıkmadan önce başlayan teşhis ve tekliflerimizi ilgili mercilere yazılı ve sözlü olarak ilettik. Öğretmenlerimizin beklentisini karşılamayan kanun, kanunun mecbur bıraktığı kariyer başmakları bursluluk sınavı, bu sınavın konuları, bu konuları anlatan hocaların monotonluğu, bu monoton tekdüze anlatımı dinlemek zorunluluğunun olması vb. sorunlar görmezden gelinemezdi. Bu konuyla ilgili neler yaptığımıza geçmişe dönüp bakılabilir.
Yaptıklarımızdan biriyle söze devam edip konumuzu asıl mecrasına bağlayalım. Plandemi başlamadan önce eğitim sendikaları ile platform kurma düşüncesiyle harekete geçildi ve dört kalabalık sendika dışındaki bütün sendikalar ile iletişime geçildi. Gayet verimli toplantılar yapıldı. Sonraki toplantılara herkesi davet edelim kararı çıktı. Fakat davete icabet edilmedi.
Dün bir toplantı tertip edildi Ankara Öğretmenevinde. Davetiye bize de ulaştı. Mihmandarlığını, iktidarla içli dışlı ve organik bağı olduğu iddiasıyla mevcut iki kalabalık sendikaya sarı ve sarımtırak sendika diyen fakat kendisi de muhalefetle flört eden sendikalar yapmakta. Davetiye icabet edip etmeme konusunda hem üyelerimizden bize ulaşan önerileri, teklif ve tenkitleri aktarmakta fayda var.
İş bırakma konususun konuşulacağı toplantının davetiyesi daha bize gelmeden sosyal medyadan öğretmenler iş bırakıyor diye gündem oluştu. Bu söylem neticesinde 14/10/2022 tarihinde Ankara’da, sınıfına ve velilere “ben yarın eylemdeyim, okula gelmeyin.” diye haber gönderen öğretmene şahit olduk.
Meslek kanunu ile sürecin başından beri sesi gür çıkan MAARİF SEN neden bu toplantıya katılmadı? İcazet mi alamadı? Siyasilerden mi korktu? Neden hekimlerin yaptığı gibi birlik olamıyoruz? İş bırakma eylemi yapacak mısınız?
Yukarıdaki bu soruları sordu üyelerimiz. Kimi zamanda biz sorduk sizler ne düşünüyorsunuz diye. Yukarıdaki soruların cevabını yine üyelerimizden gelen yanıtlar üzerinden verelim.
· Okul bizim evimiz, ibadet bilinci ile görev yaptığımız mabedimiz, cehaletle savaştığımız er meydanıdır. Evimdeki çocuğumu tek başına bırakamazken otuz tane yavrumu nasıl yalnız bırakırım. Cehaletle savaştığım bu mevki benim için okçular tepesidir. ÖMK ile birlikte gelen sınav sürecine sınıfa odaklanamadığımız için, eğitime katkısı olmadığı için karşıyız. (İş bırakma eylemine tamamen karşı)
· İş bırakma eylemi yapılacak ise meslektaşlarımızın hepsinin katılımı ile olmalıdır. Aksi takdirde bu eylem bile öğretmenler arasında kutuplaşmaya ve bölünmeye neden olur. Sendikalı sendikasız on binlerce öğretmenin milyonlarca atmış olduğu tweetlerin boşa gitmesi anlamına gelir. Eylemlerimiz bizi bir göstermez ise bu mesleğimizin itibarı için hoş olmaz. İş bırakma eylem kararı alan sendikalara üye öğretmenlerin hepsi eylem yapsa geriye kalan 850 bin öğretmen iş başında olacaklar. Bütün öğretmen sendikalarının kabul edeceği ortak bir eylemde olalım. (İş bırakma eylemi yapılmalı fakat geniş kapsamlı olmalı)
· Yürüyüş eylemi yapıp öğretmenlerin haklarını savunmak varken hükümete yönelik slogan atan ve muhalefet partisinin sendikası görüntüsü verenler ile birlikte olmanızı istemem. Madem siyasilerin güdümünde olmaktan rahatsız oluyoruz. Muhalefetin arka bahçesi görünümünde olanların vagonu olmayın. (organizasyonu yapanlar açısından değerlendirme) Bu üyemizle hasbihal ederken bu sendikalar hatta bunların siyasi uzantıları olarak gördüklerinizle diyalog kurmaktan geri durmayacağımızı, iletişim kurmaktan gocunmadığımızı ilettim.
Bu görüşmelerin yanı sıra iş bırakma eyleminin içinde mutlaka olmamız gerektiğini belirten üyelerimizde oldu. Yukarıdaki üyelerimizden gelen dönütlerden bizi yakalayan ve eylem kararı almamıza engel olan doğrular ve hakikatler var. Üye sayımız arttıkça sorumluluğumuz ve yükümüz de artıyor. Yönetim kurulu olarak herhangi bir eylemimizden veya söylemimizden dolayı üyemizin boynu eğilsin istemeyiz. “İş bırakacağız, kimler bizimle dercesine süreç yönetenlerin bize eylem dayatması da şık değildir. Bir masada oturalım ortak konularda gündem oluşturalım davetimize cevap vermeyen sendikaların bugün birlik mesajı vermesi samimiyetten uzaktır. Biz bütün sendikalarla oturup konuşmaya eğitimin ortak konularında birlik olmaya varız.
Öğretmen arkadaşlarıma ben teşekkür ediyorum. Geliştirdikleri tepki ile siyasilerin dikkatinin çekilmesinde etkili oldular. Yek vücut olarak sınavla değil kıdemle kariyer verilmesi konusunda taleplerini ilettiler. Bakan Bey defalarca açıklama yapmak zorunda kaldı kolay olacak diye. Kabine toplantısının gündem maddesi oldu. Mecliste vekiller sahada bürokratlar bu kanunun yetersiz olduğunu daha da güzel olması gerektiğini belirttiler veya belirtmek zorunda kaldılar. Bu açıklamaların yapılması için gerekli baskıyı oluşturan bütün meslektaşlarımıza selam olsun.
Hep birlikte hareket edilecek ve mesleğimize halel getirmeyecek olan eylem kararları almaktan imtina etmeyiz. Eylem kararı alırken de siyasiler ne der diye değil üyelerimiz ne düşünürler, üyemizin ve öğretmenlerimizin hakkını korumaya yönelik mi diye tedirgin oluruz.
Gerektiğinde sendikal haklarımız çerçevesinde iş bırakmaya eylemi de alırız. Öğretmenlerimizi ve mesleğimizi siyaset arenasında kutuplaştıracak her faaliyetten ve söylemden beri olduğumuzu da belirtmek istiyoruz.
Bizim SİYASETİMİZ de budur.