Yazık ki Ne Yazık
Soru şu: Biz insanlarımıza bu platformda ne sunuyoruz? Ben söyleyeyim ne sunduğumuzu genel anlamda (güzel ve kaliteli yayınları tenzih ediyorum) ahlaksızlık. Şimdi ne demek bu söyleyeyim: Bir milleti çökertmek isterseniz, dejenere etmek isterseniz yapacağınız şeyler bellidir. Dilini bozun, eğitim sistemini bozun, aile yapısını bozun ve dinin içini boşaltıp hurafelere inandırın bakın bakalım ortada millet falan kalıyor mu?
Evet yazık ki ne yazık. Memleketin milletin zor bir süreçten geçtiği ( hem ekonomik hem pandemik ) şu dönemde televizyon ve internet karşısında geçirilen sürenin de arttığı şüphe götürmez bir gerçek. İnsanlar sokağa çıkma yasaklarında, kısıtlamalar da vs. iyice eve kapanmışken televizyon, internet ve dijital sosyal platformlarda karşısında geçirilen sürenin artması da anormal değil.
Soru şu: Biz insanlarımıza bu platformda ne sunuyoruz? Ben söyleyeyim ne sunduğumuzu genel anlamda (güzel ve kaliteli yayınları tenzih ediyorum) ahlaksızlık. Şimdi ne demek bu söyleyeyim: Bir milleti çökertmek isterseniz, dejenere etmek isterseniz yapacağınız şeyler bellidir. Dilini bozun, eğitim sistemini bozun, aile yapısını bozun ve dinin içini boşaltıp hurafelere inandırın bakın bakalım ortada millet falan kalıyor mu?
Dil konusunda basit birkaç örnek vereyim; yeni açılan dükkanların, kafelerin tabelalarına bakan kendini Paris’te falan sanır. Anlamını bile bilmediğimiz bir sürü yabancı kelimeler dizisi. Gençleri ve konuşmalarını takip edin konuşmalarının yarısı argo yarısı kısaltma şeklinde. Nereden öğrendiler acaba? Zor bir soru sordum değil mi? Eğitim sistemimiz ha keza yıllardan beridir değişen ama bir türlü yerli yerine oturmayan bir yapı. Kredili sistem, 5+3+3, 4+4+4, el yazısı olmadı düz yazı vs. vs. vs. anlatması uzun sürer. Konu bu değil.
Aile yapısının bozulması bu konular içinde en acı olanı bence. TV kanallarında izlenenlere bakın demek istediğimi anlayacaksınız: Kadınlar erkekler bir adaya toplanmış masumca!!! yarışıyorlar, Bir stüdyoya toplanmış masumca!!! eş arıyorlar ( Şimdilerde format daha beter kim kimle ne yapmış!!! Eşini kimle aldatmış bir sürü ahlaksızlık vs.), Bir eve toplanıyorlar masumca yemek eleştirme programları yapıyorlar, toplumun giyim tarzının yanından geçmeyen moda programları düzenliyorlar, bir sürü ahlaksız içeriği zerk eden diziler izlettiriyorlar. Bunlar gözümüzde çok normal oluyor ve izledikçe artık tepki bile vermez hale geliyoruz. Buna birde sosyal medyadaki Tiktok, YouTube, Facebook ( Bu platformlarda edilen hakaret ve küfürleri saymıyorum bile…) gibi kanal içeriklerini ekleyin…
Din konusunda zaten herkes olmuş alim. İnandığımız gibi yaşamaz indirilen kitabımızı okumazsak, yaşadığımız gibi inanmaya başlıyoruz maalesef. Allah yardımcımız olsun. Baylar, bayanlar: Bizde aile kutsaldır. Mahremdir. Yemek, ekmek kutsaldır alın teridir, eleştirmek nedir kardeşim. Yere düşen ekmek öpülüp başa konur. Aşırı giyecek almak israftır. Dedikodu ve gıybet haramdır. Ama TV programları bunlarla dolu. Yani şuna getirmek istiyorum meseleyi dört bir tarafımız kötü örneği bol ve içeriği sıkıntılı yayınlarla kuşatılmış durumda ve ne yazık ki müthiş bir ahlaki çöküntü yaşıyoruz. Ve ne yaptığımızın ne de izlediğimizin farkında bile değiliz. Sanki uyuşturulmuşuz. Kimse bunlara doğru düzgün tepki bile vermiyor.
Çanakkale’de atalarımız tarafından kahramanca püskürtülen düşmanlar bu günlerde elini kolunu sallayarak çanak antenden ve internetten evlerimizin içine girmiş durumda ve aile kurumunu dinamitleme ve zehirleme işini son hız yürütmeye devam ediyorlar.
Eğitimci kardeşlerim bilir kötü örnekler verilerek iyi bir şey öğretilmez. Eğitimin ilkelerine aykırıdır. Eğri çubuktan doğru çizgi çıkmaz demiş atalarımız. İyi örnek olmayan ve olacakmış bile görünmeyen bu zehir şebekelerine karşı üstümüze düşeni yapmak gerek. Herkes evinin önünü süpürmekle yükümlü. Evinizdekilerin ne izlendiğine, internette neleri takip ettiklerine dikkat edeceğiz. Ahlaksız programlara reyting rekorları kırdırtmayacağız. İçeriği sıkıntılı internet yayınlarına izlenme rekorlarına ulaştırmayacağız. Ahlak yoksa ne din var ne toplum unutmayalım. Biz hala programlarda gizli mesaj falan arıyoruz yok 27. kare yok bilmem ne. Ne gizli mesajı kardeşim adamlar alenen gözümüzün içine soka soka mesaj veriyorlar. Biz sizin bütün değerlerinizle oynayacağız ve içini boşaltacağız diyorlar. Bunları göremiyor bu programları izliyorsak ve bunlar da halen yayın hayatlarını sürdürebiliyorsa yazık bize yazık bize yazık bize… Şapkamızı, külahınızı, fesimizi artık ne takıyorsak bir önümüze koyup düşünme zamanı geldi de geçiyor bile. Nurettin Topçu’nun “Ahlak Nizamı” kitabından bir bölümle bitiriyorum:
Ortadan çekilip kaybolan ahlâk nizâmı, hepimizin, hattâ bugünkü hayat şartlarının her türlü mâziye nazaran daha mükemmel olduğunu kendilerine bir teselli gibi kullanmaya özenenlerin bile, için için yaşattıkları bir kahrın, bir derdin, bir acının en ufak devâsını elimizde bırakmadı. Hayatımızı çekilmez bir yük haline koyan bu ahlâkî sefaletin tâ içimizdeki müthiş manzarasını nasıl anlatalım: Sanki korkunç ve şerir bir varlık, perdenin arkasındaki o iğrenç yüzlü ifrit etrafa saldırıyor. Gayzımız, isyanımız, son haddine gelmiş gûya vurmak için, gûya ezmek için yumruğumuzu kaldırıyoruz. Fakat heyhat, kolumuz bir bez parçası gibi bitkin, kesilmiş bir halde kuvvetsiz yere düşüyor. Etrafımızdan imdat istiyoruz, gözlerimizin önünde kuvveti temsil eden zümre lâkayıt gülüyor. Halka çevriliyoruz, cemaat sarhoştur, kendine gelemeyecek kadar sızmış bir halde. Kime yalvaralım? Nereye çevrilelim?..
Son Söz:
Büyük buluşma gününde herkes için hesap var. Yüce Kitabımızda Yüce Allah şöyle buyuruyor: Biz ise, kıyamet gününe ait (çok hassas ve sağlam duyarlı) adalet terazileri ortaya koyacağız da artık, hiçbir nefis hiçbir şeyle haksızlığa uğratılmayacaktır. Bir hardal tanesi bile olsa onu (teraziye) getirip (tartacağız) . Hesap görücüler olarak Biz yeteriz. (Enbiya Suresi,47. Ayet)
Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
Kalın Sağlıcakla…