Koronavirüsün Bize Öğrettikleri
Küçücük bir virüsle, büyücük görünen aciz kulların Allah’ın kudreti karşısında ki acizliğini görmüş olduk. Dünyada istedikleri her şeyi yapabileceklerini zanneden sözüm ona süper güçlerin hurdebini bir virüs karşısında acizliğine ve çaresizliğine şahit olduk.
Küçücük bir virüsle, büyücük görünen aciz kulların Allah’ın kudreti karşısında ki acizliğini görmüş olduk. Dünyada istedikleri her şeyi yapabileceklerini zanneden sözüm ona süper güçlerin hurdebini bir virüs karşısında acizliğine ve çaresizliğine şahit olduk.
İnsan hakları konusunda kimseye söz bırakmayan, sözde medeni Batı’nın karanlık, egoist, emperyal yüzünü koronovirüs krizinde bir kez daha gördük. AB’nin kaderine terk ettiği İtalya, İspanya, Bulgaristan örneklerinden de görüldüğü üzere Avrupa dayanışmasının bir peri masalı olduğu gerçeğini yaşayarak öğreniyoruz.
ABD ayrı bir garabet yaşıyor. Ülkede her gün ölen insan sayısı tarihi rekorlar kırarken, ülke yönetimi önlemleri zamanında almayarak büyük bir skandala imza atmış bulunmakta.
Güçlü görünen devletlerin beklenmedik durumlar karşısında o kadar da güçlü olmadığını ve zamanında hareket etmenin, erken önlem almanın kıymetini öğrendik.
Dünyayı tamamen etkisi altına alan koronaya karşı mücadelede öne çıkan ülkelerden olan Türkiye hem ülke içinde erken önlem alarak virüs yayılımını en aza indirdi hem de darda kalan ülkelere yardım elini uzatarak, ne kadar mihmandar ve yardımsever bir ülke olduğunu tekrar gösterdi.
“Biz Bize Yeteriz Türkiye’m” sloganıyla; paylaşmanın, yardımlaşmanın değerini bir kez daha anlarken, birlik olduğumuzda nelerin üstesinden gelebileceğimizi yaşayarak öğrendik.
Hastanelerin, sağlık kurumlarının sadece şifa değil; aynı zamanda hastalık da dağıtabileceğini; olur olmaz, ufak tefek şikâyetlerle oralara gitmenin gerekli ve güvenli olmadığını; sadece çok gerekli olduğunda oralara tedbir alarak gidilmesi gerektiğini ayrıca sağlık çalışanlarımızın çok saygıdeğer ve riskli bir görev yapmakta olduklarını; onları gereksiz yere meşgul etmememiz gerektiğini öğrendik.
Sosyal güvenlik şemsiyemizin ne kadar kapsayıcı olduğunu; sağlık hizmetlerimizin ne kadar erişilebilir olduğunu; sağlık kurumlarımızın ne kadar modern ve donanımlı olduğunu öğrendik.
Evlerimizin güvenli olduğunu; evde hazırlanan gıdaların daha hijyenik olduğunu; hane halkımızın zor zamanlarımızda tek sığınağımız olduğunu öğrendik.
Evde; televizyon, bilgisayar, cep telefonu ve tablet dışında da bir yaşam olduğumu öğrendik.
Evde; eşimizle, çocuklarımızla nasıl vakit geçirilir, nasıl geçirilmesi gerekir kısaca evde keyifli zaman geçirmenin yollarını öğrendik.
Çocuklara her ne yaparsa yapsınlar tahammül etmenin ne kadar önemli olduğunu dolayısıyla Öğretmenlik mesleğinin ne kadar ulvi bir meslek olduğunu öğrendik.
Uzaktan eğitim nedir, nasıl yapılır ve nasıl takip edilir onu öğrendik. Bazılarımız durumu yeni yeni kavrarken bazılarımız adapte olmakta zorluk çekiyor. Ancak anlaşıldı ki uzaktan eğitim bundan sonra hayatımızın bir parçası olacak.
“Birimiz güvende değilsek, hiçbirimizin güvende olamayacağını” anladık. Paranın, gücün, ünün bizi koruyamayacağını gördük.
En başta ellerimizi oraya buraya, herkesin dokunduğu yerlere sürmememiz; ellerimizi farkında olarak veya olmayarak ağzımıza, burnumuza, gözümüze dokundurmamamız; ellerimiz su ve sabunla sık sık yıkamamız gerektiğini öğrendik.
Hapşırık ve öksürüğü örtmemiz gerektiğini öğrendik.
Açıkta satılan veya elle paketlenen ekmek ve diğer gıdaların güvenli olmadığını; markette ürünü ellerimizle değil gözümüzle seçmemiz gerektiğini; başkasının elleriyle dokunduğu eşya ve yüzeylerin bize hastalık bulaştırabileceğini öğrendik.
Normal hayatın değerini, dışarıda gönlünce dolaşmanın zevkini arıyoruz. Karantina kavramını yaşayarak sabır testinden geçiyoruz.
Aslında dinimizin kıymetini ve öğretilerini bir kez daha yaşayarak öğreniyoruz. “Temizlik imanın yarısıdır” diyen bir Peygamberin ümmeti olan bizler; 21. Yüzyılı yaşadığımız şu zamanda temizlik olmadan korona virüsün nasıl bulaşıp öldürücü olduğunu gördük.
Peygamber Efendimizin hadis ve sünnetlerine yüzyıllar geçse de ne kadar muhtaç olduğumuzu öğrendik. Peygamberimiz zamanında yaşanan Vebâ salgını konusunda karantinaya dikkat çeken Allah Resulü “bir yerde veba çıktığını duyarsanız oraya girmeyin, bulunduğunuz yerde veba çıkarsa o bölgeden ayrılmayınız” buyurmuştur. (Buhari, Tıbb 30, Müslim, Selam, Tirmizî, Cenâiz 66)
Koronavirüs konusunda bilim kurullarımızın aldığı önlemlerin, Peygamber Efendimizin tavsiyeleriyle aynı doğrultuda olduğunu görüyoruz. Bu da bize Allah resulünün hadislerine ve sünnetlerine her çağda ihtiyacımız olduğunu öğretmiş oluyor.
Dinimizin öğretilerinin aslında aklın, bilimin birikimleriyle çatışmadığını tam tersine bir bütünlük sergilediğini gördük.
Son Söz:
Yüce kitabımızda geçen bir ayette yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: Bazan bir şeyi iyi görmezsiniz. Hâlbuki o şey sizin için bir hayırdır. Ve bazan da bir şeyi seversiniz, hâlbuki o şey sizin için bir şerdir. Ve Allah Teâlâ bilir, sizler ise bilmezsiniz. (Bakara 216)
Korona virüs görünüşte bir musibet olarak geldi üzerimize. Ancak Yüce Rabbimizin üstte verdiğim ayet mealinde olduğu gibi birçok ayetinde; bizim görünürde hoşumuza gitmeyen olayların altında nice güzellikler barındırmakta olduğunu Yüce Kitabımızda ayetleriyle bize haber veriyor.
Büyük bir imtihandan geçtiğimiz bu süreçte yaşadığımız çeşitli sıkıntıların bizlerin uyanışımıza ve aslında elimizde ne kadar çok nimetin olduğunun anlamamıza vesile olacağına inanıyoruz.
Ülkemizin eğitim, sağlık, teknoloji ve üretim gibi birçok alanda yeni atılımlar yapacağı daha aydınlık bir döneme gireceğini ümit ediyoruz. Ülke olarak; Allah yar ve yardımcımız olsun.
Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin dediği gibi “ Görelim Mevlam neyler neylerse güzel eyler.” diyoruz.
#EvdeKalın #SağlıcaklaKalın…
YAVUZ YILDIZ
Maarif-Sen Genel Bşk. Yrd.