ZORUNLU DEĞİL, NİTELİKLİ EĞİTİM: YENİ BİR LİSE MODELİ MÜMKÜN

Son günlerde Millî Eğitim Bakanlığı’nın lise eğitimi süresini kısaltmaya yönelik bir çalışma içinde olduğu basına yansımaktadır. 12 yıllık zorunlu eğitim zamanla “sorunlu eğitim” hâline gelmiştir. Okumak istemeyen ya da farklı alanlara kabiliyeti bulunan öğrenciler, 12 yıllık mecburi eğitime tabi tutuldukları için eğitim sistemi giderek yozlaşmıştır. Lise eğitiminin zorunlu hâle getirilmesiyle birlikte, öğrenmeye istekli olmayan pek çok genç dört yıl boyunca okullarda tutulmuş; bu da disiplinin, düzenin ve eğitsel iklimin bozulmasına neden olmuştur.
Bu durum, yıllardır öğretmenler ve veliler tarafından da dile getirilen kesintisiz eğitimin sıkıntılarını daha görünür hâle getirmiştir. Dolayısıyla Millî Eğitim Bakanlığı’nın bu konuda kamuoyundan yükselen sese kulak vermesini olumlu buluyorum. Basına yansıyan bilgilere göre 9 ve 10. sınıfın zorunlu, 11 ve 12. sınıfın isteğe bağlı olması (2+2 modeli) ya da 9, 10 ve 11. sınıfın zorunlu, 12. sınıfın isteğe bağlı olması (3+1 modeli) gibi seçenekler üzerinde durulmaktadır.
Sonuç olarak, Sayın Bakan Yusuf Tekin’in açıklamalarından hareketle lise eğitiminin 1 veya 2 yıl azaltılacağı anlaşılmaktadır. Bugün tartışılan esas konu hangi modelin uygulanacağıdır. Ancak şu bir gerçektir ki, süre kısaltma yönünde kamuoyunda güçlü bir beklenti oluşmuştur.
Zorunluluk Değil, İstek Esaslı Eğitim
Bu gelişmeler, öğrenmeye istekli olmayan, ailesi tarafından zorla okula gönderilen, bilgiyi talep etmeyen ve öğrenmenin hazzına varamayan öğrencilerle, gerçekten ilim tahsil etmek isteyen öğrencilerin aynı ortamda bulunmak zorunda kalması sorununu bir nebze hafifletecektir.
Unutmayalım ki, öğrenmek istemeyene bir şey öğretmeye çalışmak dünyanın en zor işlerinden biridir.
Kadim eğitim geleneğimizde ilim, talep eden kişiye verilirdi. Onun için öğrencilere “talebe” denirdi. Bugün ise çocuklarımız sadece “öğrenici” oldular; her şeyden çeyrek, yarım yahut yüzeysel bilgilerle her şeyi bildiklerini zannettiler.
Herkese lise diploması vermek için öğrencileri zorlamak anlamsızdır. Herkesin lise eğitimi alması zorunlu değildir. Ehliyet almanın dışında lise diplomasının pratikte çok az karşılığı bulunmaktadır. Bu nedenle, birçok genç istemeden dört yıl boyunca okulda vakit kaybetmektedir. Oysa bu dört yıl; bir meslek edinilebilecek, sorumluluk alınabilecek ve bireyin kendini keşfedebileceği çok kıymetli bir dönemdir.
Lise Eğitimi Nasıl Olmalı?
Lise süresi ister 2+2 ister 3+1 modelinde düzenlensin, yalnızca yıl azaltmanın eğitim kalitesini yükselteceğine inanmıyorum. Süre kısaltmanın yanında ders sayısının ve ders sürelerinin de azaltılması gerekir.
Bugün liselerde bir sınıfta en az 13 farklı ders vardır; seçmeli derslerle bu sayı 16’ya kadar çıkmaktadır. Bu kadar çok ders öğrencileri eğitimden soğutmaktadır. Hiçbir öğrenci “okula severek gidiyorum” duygusuyla okula adım atmamaktadır.
Ayrıca öğrenciler bir günde ortalama 8 derse girmektedir. Sabahın erken saatlerinden ikindiye kadar süren bu yoğunluk, verimliliği düşürmekte ve okulu cazibesiz hâle getirmektedir. Bir dersin 40 dakika olması da öğrencinin dikkat süresini aşmaktadır.
Yeni Model Önerisi
- Lise eğitimi zorunlu olmamalıdır. Akademik eğitim görmek isteyen öğrenciler liseye devam etmeli; istemeyenler zorla tutulmamalıdır. Bu durum, mesleki alanlarda ara eleman ihtiyacının karşılanmasına da katkı sağlayacaktır.
- Ders çeşitliliği azaltılmalıdır. Müfredatlar, öğrencilerin yaşamlarında gerçekten ihtiyaç duyacakları bilgi ve becerileri kazandıracak şekilde sadeleştirilmelidir.
- Öğleye kadar ders, öğleden sonra etkinlik modeli uygulanmalıdır.
- Günlük 5 saat ders + 2 saat etkinlik (spor, sanat, kültür, zanaat vb.)
- Okul imkânları yetersizse belediyeler, üniversiteler ve kültür merkezleriyle iş birliği yapılmalıdır.
- Ders süreleri 35 dakikaya indirilmeli, teneffüsler 15 dakikaya çıkarılmalıdır.
Sonuç: Okul, Sadece Bilgi Değil, Hayat Alanıdır
Öğrencilerin en sevdiği dersin Beden Eğitimi olması tesadüf değildir. Bu durum, çocukların harekete, sosyalleşmeye ve kendini ifade etmeye duyduğu ihtiyacı gösterir. Apartmanlarda büyüyen çocuklar enerjilerini atamamakta, okullarda sosyalleşmek istemektedir. Ancak ağır ders yükü nedeniyle bu imkânı bulamamaktadırlar.
Bu nedenle eğitim sistemimiz, öğrencinin hem ilmi, hem bedeni, hem de ruhi yönlerini geliştirecek biçimde yeniden yapılandırılmalıdır.
Eğitim; sadece bilgi aktarmak değil, hayatı öğretmektir.
Kadir AY
Eğitimci-Yazar
Mil Maarif-Sen MKYK Üyesi