NASREDDİN HOCA’NIN EĞİTİM ANLAYIŞI

Genel Bşk. Yrd. (Eğitim ve Sosyal İşler) || 1982 yılında Bayburt’ta doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara'da tamamladı. 2004 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf öğretmenliği bölümünden mezun oldu. 2004-2012 yılları arasında Bayburt ilinde Sınıf öğretmeni olarak çalıştı. 2012 yılından itibaren Pursaklar ilçesinde öğretmenlik ve yöneticilik yaptı. 2018 yılında Gazi Üniversitesi Eğitim Yönetimi bölümünde Yüksek lisansını tamamladı. Halen Ankara’da sınıf öğretmeni olarak görev yapan Yıldız, evli ve iki çocuk babasıdır.
23.09.2025
96
A+
A-

ÜNLÜ ÂLİMLERİN EĞİTİM ANLAYIŞI SERİSİ
“NASREDDİN HOCA’NIN EĞİTİM ANLAYIŞI”

Nasreddin Hoca XIII. yüzyılda Anadolu Selçuklu Devleti’nin hareketli bir siyasi ve sosyal atmosferinde yaşamıştır. Bu coğrafyanın hareketliliği toplumun her alanında insanları etkilemiştir. Özellikle Moğol saldırıları, iç ve dış tehditler insanlar üzerinde yoğun bir karamsarlık duygusu ortaya çıkartmıştır. Bu dönemde Anadolu’ya gelen Horasan ve Türkistan erenleri halka umut ve ruh aşılayarak toplumu ayakta tutmaya çalışmışlardı. Bu buhranlarla dolu dönemde yeni bir kültür inşa etmenin yollarını açan Horasan ve Türkistan erenlerine göre insan; diğerkâmlık felsefesine sahip, fedakâr, idealizm düşüncesi olan, nefis muhasebesi yapabilen, iyimser ve umutlu bir varlıktır (Bayar ve Bayar, 2014; Doğan, 2012; Köprülü, 2004).

İşte böyle bir toplumsal atmosferde yaşayan Nasreddin Hoca da insanları güldürerek, düşündürerek onlara umut vermeye çalışmıştır. Nasreddin Hoca her Türkün birçok fıkrasını bildiği bir halk eğitimcisidir. Onun fıkralarında asıl konu insandır. Amaç insanların yanlışlarının farkında olmalarını sağlamak ve onlara yol göstermektir. Nasreddin Hoca; “nefsanî tutumları, zaafları, hataları, sakarlıkları ve çaresizliği” ortaya koyarak esas vermek istediği “iyimser olma, sağduyu ile düşünme, eleştirerek içini boşaltma” mesajlarını aktarmaya çalışır (Akyüz, 2013; Arıcı, 2018; Bayar ve Bayar, 2014; Köprülü, 2004; Sakaoğlu ve Alptekin, 2009).

Nasreddin Hoca fıkralarının eğitim yöntemlerinden biri de seçimi karşısındaki insanın iradesine bırakmasıdır. Örneğin: “Hoca’ya bir gece rüyasında dokuz akçe vermişler. ‘Hiç olmazsa şunu on akçe yapın!” diye çekiştiği esnada uyanıp avucunda bir şey olmadığını görünce, hemen gözlerini kapayıp elini uza tarak, ‘Getir bari dokuz akçe olsun!” demiştir (Arıcı, 2018, s. 607). Birçok konudaki eğitici mesajlarını didaktik olarak değil nüktelerle süsleyerek muhataplarına ulaştıran Nasreddin Hoca ya da dünyada bilinen adıyla Molla Nasreddin; insanları ve olayları görünüşleri şekliyle değerlendirmemek gerektiğini, esas olanın insan olduğu mesajını da şu fıkrayla ortaya koymuştur: “Hoca Efendi davet edildiği bir ziyafete eski elbisesiyle gider, kimse ehemmiyet vermez. Hoca gizlice hemen evine koşup ağır elbisesiyle kürkünü giyer, geri gelir. Hoca’yı son derece saygıyla kapıdan karşılayıp baş sofraya oturturlar. Nefis yemeklere işaret ederek, ‘Buyurun Hoca Efendi, derler. Hoca kürkünü yemek kabına uzatıp, ‘Buyurun kürküm!’ der. Halk, ‘Hoca Efendi ne yapıyorsun?’ dediklerinde, gördüğü muameleyi anlatıp, ‘Mademki ikram kürkedir, yemeğe de o buyursun’ der” (Bayar ve Bayar, 2014, s. 28).

Bugün eğitim denildiğinde aklımıza teknolojiyle donatılmış sınıflar, modern müfredatlar, türlü türlü öğretim yöntemleri geliyor. Oysa asırlar öncesinde yaşamış bir bilge, bütün bu karmaşayı gülümseten bir sadelikle çözmüş: Nasreddin Hoca. Hoca’nın eğitim anlayışı kitaplardan ezberlenmiş bilgilerle değil, hayatın içinden koparılmış derslerle örülüdür. Onun için bir kürk, adaletin; bir düdük, emeğin; ters bindiği bir eşek ise farklı bakış açılarının sembolüdür.

“Ye kürküm ye” fıkrasında insanların değerini dış görünüşe göre biçmenin yanlışlığını, hem de en somut haliyle öğretir. Çocuklara “parayı veren düdüğü çalar” derken, karşılıksız beklentinin olmayacağını en yakından –oyuncak bir düdükten– yola çıkarak anlatır. Ve bazen tersine döner: Eşeğe ters binerek, çocuklara kalıpların dışına çıkmayı, herkesin farklı düşünebileceğini gösterir.

Dikkat edin; burada uzun nutuklar, karmaşık teoriler yok. Hoca, en sade haliyle halkın dilini konuşur. Aslında modern pedagojinin “somuttan soyuta”, “yakından uzağa”, “yaparak yaşayarak öğrenme” gibi ilkeleri, onun fıkralarında asırlardır karşımıza çıkıyor. Kısacası Nasreddin Hoca, yalnızca güldürmek için değil, düşündürmek ve eğitmek için konuşmuştur. Ve belki de bu yüzden, bugünün eğitimcilerine hâlâ söyleyecek çok sözü vardır. Çünkü en derin dersler bazen bir fıkranın içine gizlenmiş olabilir.

Nasreddin Hoca’nın eğitim anlayışındaki başlıca noktalar şöyle özetlenebilir:

  1. Gülmeceyi Araç Olarak Kullanır:
    Hoca, mizahı sadece güldürmek için değil, düşündürmek ve eğitmek için kullanır. İnsanların dikkatini çekmek ve kalıcı bir ders vermek için esprili bir üslup tercih eder.
  2. Yaşayarak Öğretme:
    Olayların içinde bizzat bulunur, örneklerle ders verir. Bir yanlışlığı göstermek için bazen kendini mizahın odağına koyar.
  3. Eleştirel ve Sorgulayıcı Bakış:
    Toplumun değerlerini, yöneticilerin tavırlarını, insanların bencilliklerini sorgular. Çocuklara ve halka dolaylı yoldan “soru sormayı ve düşünmeyi” öğretir.
  4. Pratik Zekâ ve Hayat Bilgisi:
    Hoca, bilgeliği kitaplardan değil, günlük hayattan çıkarır. Eğitimin temelinde aklın, sağduyunun ve adaletin olması gerektiğini vurgular.
  5. Halkın Dilinde ve Seviyesinde Eğitim:
    Konuşmalarında süslü, karmaşık sözlerden kaçınır. Herkesin anlayacağı sade bir dil kullanır. Böylece eğitimi toplumun her kesimine ulaştırır.

Nasreddin Hocamızın bir fıkrasıyla yazımızı bitirelim:
Bir gün Nasreddin Hoca’ya sorarlar:
— “Hoca, senin yaşın kaç?”
Hoca gülümseyerek cevap verir:
— “Kırk.”
Aradan yıllar geçer, aynı soru yeniden sorulur:
— “Hocam, yaş kaç oldu?”
Hoca yine aynı cevabı verir:
— “Kırk.”
Merakla sorarlar:
— “Olmaz Hoca! Yıllar geçti, hâlâ kırk diyorsun. Bu işte bir yanlışlık yok mu?”
Hoca gayet sakin:
— “en sözümde dururum. Bir kere kırk dedim mi, kolay kolay değişmem!”

KAYNAKLAR:

  1. Akyüz, Y. (2013). Türk eğitim tarihi, M.Ö. 1000-M.S. 2013. Ankara: Pegem Akademi.
  2. Arıcı, A. F. (2018). Eğitsel yönleriyle Nasreddin Hoca fıkraları: Bir içerik analizi. Erzincan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi. 20(3), ss. 602-621.
  3. Bayar, V. ve Bayar, S. A. (2014). Erdemli insan yetiştirme modeli: Hacı Bektâş-ı Velî felsefesinden çağcıl eğitim sistemleri için bazı çıkarımlar. Eğitim ve İnsani Bilimler Dergisi: Teori ve Uygulama. 5(9), ss. 19-42.
  4. Doğan, İ. (2012). Türk eğitim tarihinin ana evreleri (Kurumlar, kişiler, söylemler). Ankara: Nobel Yayıncılık.
  5. Köprülü, M. F. (2004). Nasreddin Hoca. Ankara: Akçağ Yayınları.
  6. Sakaoğlu, S. ve Alptekin, A. B. (2009). Nasreddin Hoca. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayınları.

maarifim banner
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.