Türkiye Cumhuriyeti’nin 97. Kuruluş Yıl Dönümü Kutlu Olsun
“Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!”

Muazzam bir mücadele ruhunun, muhteşem bir irade gücünün, hayranlık verici bir milli şuurun eseri olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşunun 97. yıl dönümünü kutlar; bin yıldır, dünyanın en gözde, üzerinde en çok mücadele yürütülen coğrafyasında yaşamamızın bedelini canlarıyla ödeyen tüm şehitlerimize Yüce Allah’tan rahmet niyaz ederiz.
Cumhuriyet; fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller sayesinde bugünlere ulaşmış, milletimizin üstün fazilet ve fedakârlıklarıyla temellenmiş ve güçlenmiştir. Türk milleti destansı İstiklal Savaşı’yla tarihin rotasını değiştirmiş, bölgesel ve küresel dengeleri baştan ayağa sallamış ve sarsmıştır. Türk’süz Anadolu hesabı yapanlara, devletsiz millet hayali kuranlara en kesin ve kalıcı cevap Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanıyla verilmiştir. 29 Ekim 1923; bağımsızlığa duyulan derin özlemin, geleceğe bağlanan emsalsiz ümidin, milli egemenliğe beslenen eşsiz sevdanın karar ve hareket noktasıdır.
Ne mutlu bizlere ki; tarihin hiçbir döneminde savaşlar, kıtlıklar, işgaller, ayak oyunları, karanlık senaryolar milletimizin önünü kesememiş, inançlarından ve ülkülerinden koparamamıştır. Devlet millet uyumu her türlü operasyon ve saldırıyı engelleyerek yıkım ve yozlaşmayı durdurmuş, vatan topraklarımızda aklı ve gözü kalanları hayal kırıklığına uğratmıştır. Milletimiz, varlığını koruma ve kollama hususunda yüksek bir sorumluluk üstlenmiş ve bu sorumluluğun gereğini de muhteşem şekilde yerine getirmiştir.
Mandacılar elbette aradıkları imkân ve fırsatları dün bulamamışlardır. Fakat teslimiyet ve acziyet içinde çırpınanlar, işbirlikçilik ve ihaneti tek seçenek gören zalim uşakları dün olduğu gibi bugün de devrede, işbaşındadırlar. Terör örgütleri Türk milletinden intikam almak için kuyruktadır. Milli birlik ve huzurumuzu havaya uçurma amacında olanlar düne nazaran faal ve yoğun gayret içindedir. Ancak Türk milleti muzaffer vasfından bir şey kaybetmediğinden bu şer cephesini tekrar bozgunla tanıştıracak, tarihsel hak ve çıkarlarını korkusuzca savunacaktır. Hiçbir odak Türkiye Cumhuriyeti’nin imhasını göremeyecektir. Hiçbir düşman çevre milli birliğimizin ve bin yıllık kardeşlik mirasımızın kuruyup dağılmasına şahit olamayacaktır.
Nitekim Milli Mücadele yıllarında gösterilmiş yüksek mukavemetin aynısına tekrar ihtiyaç duyduğumuz bir dönemdeyiz. Terörizmin yoğun saldırı dalgasını durdurmak, kurulan bayağı ve alçak tuzakları bozmak için yan yana ve sabırla saldırıları göğüslemek durumundayız. Türkiye’nin istiklal ve istikbaline sahip çıkmak her vatan evladının görevi olmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti yüksek ahlaki değer ve niteliklerle yoluna devam edecek, ebediyetin ufuk çizgisine Allah’ın izniyle uzanacaktır.
Bu itibarla Cumhuriyet’in ilanına giden zorlu ve çileli kurtuluş süreci herkes için rehber olmalı, gerekirse aranılan cesaret ve atılganlık Türk tarihinin raflarından indirilmelidir. Türk milleti 29 Ekim 1923’de Cumhuriyeti ilan ederek hükmünü vermiş, sözünü söylemiş, tartışma ve anlaşmazlıkların perdesini açılmamak üzere kapatmıştır. Emanete sahip çıkacak, hükümranlık haklarına ve tarihsel hukukuna gölge düşürmeyecek olan da büyük Türk milletidir. Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.
Bu duygu ve düşüncelerle kurucu kahramanlara, vatan ve millet için hayatlarından vazgeçen aziz şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyor, hepsini hürmet ve şükranla anıyoruz. Aziz milletimizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı yürekten kutluyoruz.
MAARİF-SEN