ADAY ÖĞRETMENLİK VE Ö.M.K. BASAMAKLARI YÖNETMELİĞİ DEĞERLENDİRMESİ
Öğretmenlik Meslek Kanunu hazırlık aşamasından bugüne kadar her platformda ‘’Bir, sıfırdan büyüktür’’ yaklaşımına değindik. Kanunun olmasının dahi tek başına bir kazanım olarak değerli olduğundan bahsettik. Artık Öğretmenlik Mesleğine dair bir kanunumuz var çok şükür. Bu kanunun içeriğinde elbette birçok eksik ve değinilmemiş konular mevcut.
Kanunda değinilmeyen konuların bir kısmının yönetmelik ile olumlu yönde düzeltilmesi için de yönetmelik hazırlanma sürecinde olumlu/yapıcı eleştirilerimizi bakanlık ve kamuoyu ile paylaştık. 21 Aralık 2024 itibariyle artık yönetmelik de yayınlandı. Yönetmelik ile birçok konudaki kafa karışıklığı çözüme kavuşmuş oldu. Ancak ne yazık ki paydaşların görüşlerine değer verilmeden çıkarılan her mevzuat düzenlemesinde olduğu gibi bu yönetmelik de yeni mağdurlar oluşturmaya aday görünüyor.
İlk değerlendirmemize göre; ‘’ Bakanlık kadrolarında öğretmen olarak görevli iken askerlik hizmetini yapmak üzere aylıksız izne ayrılanlardan askerlik hizmetini temel askerlik eğitiminden sonra öğretmen olarak yerine getirenlerin temel askerlik eğitimi dışında kalan askerlik süreleri,’’ maddesi gereği öğretmenlikte geçen sürelerin hesabında asker öğretmenlik süreleri hesaba katılırken kısa veya uzun dönem askerlikte geçen sürelerin hesaba katılmadığı görülmektedir. Kanuni vatandaşlık görevi olan askerlik hizmetinin bir kısmını hizmet süresine sayıp diğer kısmını saymamak en hafif tabiriyle anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır. Askerlik görevi, vatandaşa devlet tarafından tebliğ edilir ve hangi türde askerlik yapacağına ihtiyaç durumuna göre devletin kendisi karar verir. Vatani görev yapan öğretmenler hiçbir şartta mağdur edilmemelidir. Buradaki eşitsizliğin bir başka yansımasını da kadın öğretmenlerin doğum nedeniyle kullandıkları aylıksız izinler hesaba katılırken(yani cinsiyete göre kadınların tüm mağduriyetleri giderilirken) erkek öğretmenlerin negatif ayrımcılığa uğrayarak askerlik nedeniyle mağdur edilmelerinde görülmektedir. Cinsiyet arasında da eşitsizlik devam etmektedir. Bu da yasal anlamda yönetmeliğin itiraz konusu edilebileceğini düşündürmektedir. Paydaşların ve sendikaların görüşüne değer verilseydi bu açmazdan en başında çıkılabilirdi. Zira öğretmenlerin artık yönetmeliğin dava konusu edileceği bir sürece tahammülleri kalmamıştır.
Diğer yandan kanunda da eksik olduğunu başından beri söylediğimiz ‘’Kariyer basamakları için ödenen tazminatların emekli maaşlarına da yansıtılması gerekliliği’’ konusu da çözüm beklemektedir.
Velhasıl Mil Maarif Sen olarak çözülen her konuda elinize sağlık derken çözülmeyen her başlığı gündeme taşımaya ve çözüm önerileri sunmaya devam edeceğiz.