ADALETİN SUSTURULDUĞU YERDE, MİL MAARİF-SEN KONUŞACAKTIR!

Mil Maarif-Sen Genel Başkanı Mustafa Dağaşan, 11 Ekim 2025 tarihinde Üsküdar SGK Eğitim Merkezi’nde düzenlenen büyük buluşmada, İstanbul’un dört bir yanından gelen eğitimcilerle bir araya geldi. Programa il ve ilçe teşkilatları, okul temsilcileri, üyeler ve çok sayıda eğitim çalışanı katıldı. Bu anlamlı buluşmada, Mil Maarif-Sen’in adalet, vicdan ve haysiyet mücadelesi bir kez daha güçlü bir şekilde ortaya kondu.
Mil Maarif-Sen, Mevki Arayanların Değil, Haysiyet Taşıyanların Yoludur!
Genel Başkan Mustafa Dağaşan, konuşmasında sendikanın temel değerlerini ve mücadele azmini şu sözlerle vurguladı:
“Mil Maarif-Sen, mevki arayanların değil, haysiyet taşıyanların yoludur! Biz bir tabela sendikası değiliz; bir vicdan hareketiyiz, bir irade mektebiyiz! Sendikacılık, susarak mevki koruma sanatı değil, konuşarak haysiyet koruma sorumluluğudur! Adaletin susturulduğu yerde, Mil Maarif-Sen konuşacaktır!”
Dağaşan, sendikanın yalnızca bir meslek örgütü olmadığını, aynı zamanda eğitimcilerin haklarını savunan, adaletsizliğe karşı duran bir dava platformu olduğunu belirtti.
Toplu Sözleşme: Kazanım Değil, Teslimiyet Senedi
Toplu sözleşme süreçlerine yönelik sert eleştirilerde bulunan Dağaşan, mevcut sistemin eğitim çalışanlarının haklarını koruma konusunda yetersiz olduğunu vurguladı:
“Toplu sözleşme masası, milletin alın teriyle oynayanların sahnesi oldu! O masada milletin sesi değil, menfaatin fısıltısı yankılandı. Toplu sözleşme, bir hak belgesi değil, bir teslimiyet senedidir! Masada susanlar, sahada konuşamaz; konuşamıyorlar da! ‘Mücadelemiz sürecek’ diyen yetkili sendika temsilcileri dillerini yuttu, lal oldu! Biz Mil Maarif-Sen’iz; eğilmeyiz, susmayız, diz çökmeyiz!”
Dağaşan, eğitim çalışanlarının alın terinin masada heba edildiğini, sendikanın bu haksızlığa karşı kararlı bir mücadele yürüteceğini ifade etti.
Ekonomik Kriz Değil, Vicdan Krizi
Eğitim çalışanlarının yaşadığı ekonomik zorluklara dikkat çeken Dağaşan, maaşların yetersizliğini ve geçim mücadelesini çarpıcı bir şekilde dile getirdi:
“Bir öğretmen maaşı ayın ortasını göremiyor! Bir kamu çalışanı geçim değil, direnç savaşı veriyor! Market rafları ateş pahası, faturalar kabus gibi; ama maaşlar yerinde sayıyor. Kira desteği yok, vergi adaleti yok, ek ödeme yok! Bu bir ekonomi krizi değil, vicdan krizidir!”
Dağaşan, eğitimcilerin onurlu bir yaşam sürebilmesi için adil bir ücret politikası gerektiğini, mevcut koşulların ise yalnızca dayanıklılığı sınadığını belirtti.
Aile Yılı mı, Ayrılık Yılı mı?
2025’in “Aile Yılı” ilan edilmesine rağmen, öğretmenlerin ailelerinden koparılmasına yönelik uygulamalara tepki gösteren Dağaşan, şu ifadeleri kullandı:
“2025’i Aile Yılı ilan ettiler, ama binlerce öğretmeni eşinden, çocuğundan ayırdılar! Resen atamalarla aileler parçalandı. Eşinden, çocuğundan kilometrelerce uzakta bırakılan bir öğretmenin yaşadığı yıl, aile yılı değil, ayrılık yılıdır! Aileyi koruyamayan bir sistem, adaleti de koruyamaz! Resen atama bir yönetmelik değil, bir zulümdür!”
Dağaşan, öğretmenlerin aile bütünlüğünü korumanın devletin temel sorumluluklarından biri olduğunu vurguladı ve bu konuda reform değil, vefasızlık yapıldığını ifade etti.
Eğitim Yuvaları İhmalle Değil, Emekle Ayakta Durur
Okullardaki yardımcı personel eksikliğine dikkat çeken Dağaşan, eğitim ortamlarının fiziksel koşullarındaki yetersizlikleri sert bir dille eleştirdi:
“Okullarımızda temizlik görevlisi yok, güvenlik yok, yardımcı personel yok! Okul müdürü sınıf siliyor, öğretmen paspas yapıyor! Bu tablo, eğitimin değil, ihmalkârlığın fotoğrafıdır. Biz taşeron değil, kalıcı kadro istiyoruz! Çünkü eğitim yuvası, ihmalle değil, emekle ayakta durur!”
Dağaşan, okulların daha güvenli ve temiz bir ortamda hizmet verebilmesi için kalıcı çözümler üretilmesi gerektiğini savundu.
Mülakat: Adaletin Tabutuna Çakılan Son Çivi
Mülakat sistemine yönelik eleştirilerini sürdüren Dağaşan, bu sistemin adaletsizliğin sembolü olduğunu belirtti:
“Mülakat, adaletin tabutuna çakılmış son çividir! Yıllarca dirsek çürüterek öğretmen olma hayali kuran gençlerin emeği çalınıyor. Sayın Bakan’a sesleniyorum: Ya bu sistemi kaldırın ya da o koltuğu terk edin! Sayın Cumhurbaşkanımız ‘Kamuda işe alımda tek kriter KPSS olacak’ dedi; biz o sözü milletin emaneti biliyoruz! Mülakat kalkana kadar susmayacağız, durmayacağız!”
Dağaşan, liyakat ve adaletin önündeki en büyük engel olarak gördüğü mülakat sisteminin kaldırılması için kararlı bir mücadele vereceklerini vurguladı.
Bir Sendika Değil, Bir Vicdan Hareketi
Konuşmasının sonunda, Mil Maarif-Sen’in misyonunu ve vizyonunu şu sözlerle özetledi:
“Bizim sendikamız tabelada değil, yürekte kuruldu! Biz korkunun değil, hakikatin tarafıyız! 3 Ekim’de Filistin için iş bıraktık, 5 Ekim’de öğretmenler için haykırdık! Mil Maarif-Sen bir sendika değil, bir vicdan hareketidir! Yolumuz adalet, istikametimiz insanlık, kazancımız haysiyettir!”
Dağaşan, konuşmasını şu güçlü sözlerle tamamladı:
“Adaletle yükseliriz, vicdanla kazanırız! Yolumuz hakikat, zaferimiz adalet olsun!”



