S(on) UMUDUMUZ

Biz çocuktuk Filistin konuşuluyor intifadalardan bahsediliyor, Filistin meselesinin coğrafi değil imanı mesele olduğu tekrarlanıyordu. Filistin her müminin önündeki sınav kâğıdı olduğu ve Filistin meselesi turnusol görevi gördüğü konuşmalarda konferanslarda aktarılıyordu.  Biz bu söylemlerle büyüdük.

Nerden bilecektik çocuklarımızda bu söylemlerle büyüyecek ve nerden bilecektik binlerce çocuğumuz bu söylemlere neden olan eylemlere muhatap olup asla büyüyemeyecek.

Aylardır savaş bitsin Filistinli kardeşlerimize yapılan zulüm sona ersin diye mitingler etkinlikler ve çalıştaylar yapılmakta fakat bir nefha olsun ilerleme sağlanamamaktadır.

Kuduz köpek gibi saldıran Siyonist itlere hoşt demek sorunu çözmüyor artık. Çünkü İsrail laftan değil güçten anlayan bir millet. Biz de konuşan değil icraat yapan bir millettik bize ne oldu anlamış değilim. Gözümüzün önünde soykırım yaşanıyor, sonraki hedefin Türkiye olduğu deklare ediliyor biz de sıranın bize gelmesini mi bekliyoruz. Cumhurbaşkanımızdan kuvvet komutanlarımıza ve bürokratlarımızın her birine düşen görev konuşarak içimizdeki yanan yangını söndürmeye çalışmak olmamalı. İcraat bekliyoruz sizlerden. İslam ülkelerinin liderleri olarak komutanımız Ebu Ubeyde’nin hasmı değil dostu olmanızı istiyoruz.

Gazze’nin hasmı olarak mahşerde bulunmamak için sizi harekete geçmeye davet ediyoruz. Biz ümmet olarak rahatsızız. Sadece İsrail’in yaptıklarından değil sizin yapmadıklarınızdan da rahatsızız.

Çıkıp politik gerçeklerden diplomasiden bahsedenler ağızlarına kürekle vurulmasını istiyorlar. Bu dedikleriniz neden İsrail için geçerli değil de bizim elimizi kolumuzu bağlayan unsurlar olarak karşımıza çıkıyor.

Bu zamana kadar yapmadıklarımızı telafi etme fırsatı çıktı önümüze. Özgür ve özgürlükten yana olan bir devlet olarak Gazze’ye yardım götüren SUMUD filosunun hamiliğini yapma fırsatı.

Bugün uluslararası bir filo oluşturarak Gazze’ye insani yardım ulaştırma gayreti içinde olan SUMUD filosunun gündemde tutulması, güvenliğinin korunması gerekmektedir.

İsmiyle müsemma Mücahit ÇELİK başkanımız konfederasyonumuzu ve vicdan sahibi her bir bireyi temsilen şu an bu filoda bulunuyor. Bu yazımızla hem başkanımıza selam gönderelim, manen yanında olduğumuzu hissettirelim hem de teşkilatımızla Filonun hedefine sağlık ve emniyet içinde ulaşması için yetkilileri harekete geçirmeye çalışacağımız bilgisini verelim istedik.

Kıymetli başkanım selam olsun sana ve filodaki her bir mücahit ve mücahideye! Rabbim hedefe ulaşmayı, Say’ınız ve sayenizle ablukayı kırmayı nasip etsin. Sizler ki her şeyi arkada bırakıp önden gidenlerden oldunuz. (Hayırda) önde olanlar,(ecirde de) öndedirler. (Vakıa suresi 10. Ayet)

Ashab-ı Sumud olarak siz üzerinize düşeni yaptınız yapmaya da bizim bu tarafta neler yapılabilir bunun telaşındayız.

Gazze’ye insani yardım sokmayan insanımsılara hala topraklarımızdan petrol akıyor, limanlarımızdan gemiler kalkıyorsa bu ayıp ve günah bizim mahvımız için yeter.

Gazze’ye savaşmaya giden TC vatandaşı Siyonistlerin vatandaşlıkları iptal edilmiyorsa iç işlerimizde bile özgür değiliz demektir. Bunu yapmaya cesaretiniz mi yoksa imanınız mı yetmiyor?

TC vatandaşlarının içinde bulunduğu filonun güvenliğine yetkililer tepkisiz ve sessiz kalıyorsa çok da yetkili değiller demektir.

Dünya Müslümanlarının liderliğine soyunan ülke olarak ya Gazze Müslüman değil, ya biz Müslüman değiliz ya da biz Gazze’den önce ölüme mahkûm olmuş ve ölmüş cesetten ibaretiz.

Gazze düşerse Türkiye düşer diyenler hala bir şey yapmıyorlar ve yetkililer mezbahada sırasını bekleyen koyunun melemesinin işe yaramadığı gibi bu söylemlerin de işe yaramadığını ne zaman görecek.

Sadece rabbine boyun eğip zulme rıza göstermeyen halk yapılacakları veya yapılması gerekenleri saydığında, diplomasi ve uluslararası hukuktan bahsedenler savaştan geri durmak için bahane uyduranlardan başkası değildir.

Tevhit ve cihat ruhunun yeniden canlanması lazım. Sivil toplum kuruluşlarımız köpek seven dernekler kadar etkili olamamaktadır.

Şu anda SUMUD filosunun saniye saniye gündemde olması gerekirken, ana akım medyada devamlı konuşulması gerekirken sessizliğe mahkûm ediliyor. Yokmuş gibi davranılıyor. Müslümanca düşündüğünü iddia eden STK başkanları ise toplumun gazını alacak eylemlerden öteye gidemiyor.

Gazze’de masadayız, sahadayız denilince bir dinginlik çöküyor topluma. Ama o arada binlerce çocuk atılan bombalar altında can veriyor.

Savaş olursa ekonomimiz bozulur, vatandaşımız ölür diyenler var ise aynı derdi paylaşmıyoruz demektir. Şu an öldürülen sabileri kendi evladımızdan farklı görmememiz lazım.

Bu sene bahar ayında bir kar yağdı 36 ilde zirai don yaşandı. Çoğu ilde ağzını ıslatmaya meyve bulamadı insanlar. Bunu ilahi bir ikaz olarak gördüm ben. Bu kadar bolluğun olduğu dünyada insanların bilinçli aç bırakılmasını engelleyemiyorsak aynı ıstırabı korkarım tadacağız.

Birkaç sene evvel büyük bir depremle binlerce canımızı kaybettik. Şehit oldukları için sevindik. Tabi şehitlik hükmi şehitlik idi. Şehitliğin şahından ise imtina ediyoruz. Deprem sadece toprağı değil ekonomiyi de sarsıyor. Ekonomimiz bozulur diye zulümle savaşmaktan korkarsak yerin öfkesiyle terbiye olunuruz maazallah.

Ashab-ı Sumud’da bulunan bütün kardeşlerimize rabbimden muvaffakiyetler diliyorum. Sizler kazananlardansınız. Biz de size imrenerek hissemize bir şeyler düşsün isteriz.

Sizler ne güzel insanlarsınız.
Sizler karamsarlığın esir aldığı dünyada umudumuzsunuz.
Sizler birer meşale ve aydınlıksınız.
Sizler Ashab-ı Kehf gibi Ashab-ı Güzin gibi anılacaksınız biiznillah.
Size ve Hakk’a tabi olanlara Selam  olsun.